19 Aralık 2012 Çarşamba
AS-Şöyle Bir Tez...
Biliyor musunuz, benim şu anda küçük dilim yok, yuttum onu! Şimdi
nedenini söylesem, "Sen daha yeni mi öğreniyorsun, alooo!" diye
imalarda bulunabilirsiniz bana, ama neyleyeyim ki ben biraz
"anakronik" yaşıyorum, yani zaman problemim var, devrin gerisinde
kalıyorum, yetişemiyorum, nefesim tıkanıyor ve sahilde bir kanapeye
oturup, ayı, yıldızları, ağaçları, kuşları, öteyi beriyi seyre
dalıyorum. "İyi ya işte, demek ki sen zaman zenginisin, herkesin
yapmak isteyip de yapamadığını gerçekleştiriyorsun" diye düşünecek
ama susacaksınız, çünkü anlatacaklarımla belki bazılarınızın küçük
dillerini yutturabilirim. Çok iddialıyım gibi duruyorum, farkındayım;
aslında öyle birşey yok, hoşça bir gün geçirdim o kadar.
İyi anlaştığım bir kız arkadaşım var, sağda solda yabancılara Türkçe
dersi verip, geçinip gidiyor. Öğrencileri seçkin ve yüksek gelirli
işlerden geldiklerinden arada sırada "kıyak" çekiyorlar ona. Bu arada
parantez içinde, siz hiç pasaportlu bir kedi gördünüz mü? Adıyla,
soyadıyla, aşı günleri, falanı filanıyla? "Ohooo, sen de pek
cahilmişsin, daha yeni mi haberin oluyor?" dediniz bile, ne yapayım,
ben gerisin geriye yaşıyorum, "Herkes gider Mersin'e, ben giderim
tersine". Renkli, kısa tüylü, sağır olmayan,cin gibi bir Van
kedisiyle tanışma şerefine "nail" oldum eskilerin deyimiyle (babam
Osmanlıca'ya bayılırdı da, onun için ikide birde böyle lafları araya
sokuşturuveriyorum).
Lale T.
Kumral yeşil gözlü
Boy 50 cm.
Ölçüleri 50-50-50
Türk asıllı Amerikan vatandaşı, geçici olarak Türkiye'de yaşıyor, üç
ay sonra İngiltere'de karantinaya alınacak; durumdan habersiz, gününü
gün eden, zorunlu perhizde olan kısır bir "she cat", yabancıların
deyimiyle dişi kedi. İğdiş edilen canlıların huzursuzluğuyla, ilk
sevme hamleme hırçın bir pati sallamayla karşılık verdi Miss Lale
Alabalık, soyadı Türkçe'de bu anlama geliyor, fakat balığın "b"sinden
bihaber. O kuru kuru fare pisliği görünümündeki kedi mamalarına talim
ediyor, diyette ya! İkide birde acıkıp onları yutuyor; kedi barsak,
hemen doyar, hemen acıkır. O yuta dursun, ben size söz vermiştim,
küçük dilinizi yutturacaktım. Nefesinizi tutun şimdi:
Denize sıfır bir dairedesiniz, öyle büyük ki, neredeyse at
koşturursunuz içinde. Ama dikkat, sağda solda bir sürü ıvır zıvır,
ufak tefek seçkin eşya var. Duvarlarda desenli tabaklar, dünyanın her
tarafından toplanmış süs eşyaları, dev ekran bir TV, kedi Lale'nin
manikürlü tırnaklarından zarar görmeyecek bir deri koltuk, tam
pencerenin yanında. Lale pencerede oturmuş, denizi gözetliyor. Şimdi
kulaklarını dikti, öbür pencereye atladı, oradan, çatıya yuva kurmuş
güvercinlere göz öldürüyor, ne de olsa kedi! Hala bir olağanüstülük
bulamıyorsunuz anlattıklarımda, evet öyle, bana da öyle geliyor. Beni
şaşırtan ne oldu biliyor musunuz? Lale galiba intihar etti, garip bir
önseziyle. Arkadaşım bana sonradan anlattı. Sahipleri T.'lar
seyahatten döndüklerinde Lale, üst kata doğru kırıla kıvrıla çıkan
merdivenlerde oturuyormuş; Amerikalılar pek heyecanlıymışlar,
İngiltere'den uzun süredir bekledikleri iş teklifini almışlar
sonunda, çok sevgili Lale'lerini çağırıyorlarmış aşağıya. Lale bir
süre oralı olmamış, sonra nazlı nazlı kalkmış, bir güzel gerinip
esnemiş ve tam inmeye yeltenirken ne olduysa olmuş, "paat" diye
merdiven boşluğundan aşağıya düşmüş. Arkadaşıma göre, o yediği diyet
mamalarından tansiyonu düşmüş Lale'ciğin. Ben de diyorum ki,
İngiltere'deki karantinayı gözü yemedi; sen denize sıfır koca
daireyi, balıkları, kuşları bırak, oraya tıkıl. İyi ettin Lale, attan
inip eşeğe binmedin, hay dilimi.....
Şu doktora tezimi bir onaylatayım, doçentlik tezi konusu olarak:
İntiharlardaki Postmodern Gizemin Kedicesi
Ya da;
Hiçbir Şeye Şaşamadığımız Postdünyada İnsanlara Nasıl Küçük Dil
Yutturulur?
gibi şeyleri seçeceğim.
Ama endişelenmeye gerek yok, henüz karar vermedim, versem zaten
"hüngür hüngür" güleceğim, Mine Kırıkkanat gibi.
Hem;
Ben kedimi sokaklardan isterim
Bahçe kuytularından
Çöp bidonlarından
Bıyık teriyle çıkarsın isterim
Satmadığı kişiliğini
Çizilsin burnu
Kopsun kuyruğu da
Okşayamasın tek ki kimse
O kuyruk kaldırmadıkça edalı
Benim kedim işini bilir
Evdeki tombul hemcinslerine
Bir pati atar yüz farkla
Ama o ne
Evli evsiz
Bir kapışıverirler
Bir harala gürele
Gördüm ki kedi kısmı
Kaptırmaz şahsiyeti
Bir terli ya da
Etli lokmaya
Vay be...
Ayten Suvak
6 Aralık 2012 Perşembe
AS-Kesişme Noktası
Göz hapsindesin
Derdin gücün sevilmek
Romantik bir günbatımı
Hafif bir rüzgar
Kesişmeyip de ne yapacaksın...
Ayten Suvak
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)